G-XGFETGSZVY
  •             
  •  
  •       
  •  
Sürekli Duyduğumuz Kollajen / kolajen  nedir ?

Sürekli Duyduğumuz Kollajen / kolajen nedir ?

Merhaba,

Kollajen hakkında merak ettiklerinizi sizin için derledik Keyifli okumalar .

Kolajen, insan vücudunun protein yapısının yaklaşık üçte birini oluşturan çok önemli bir proteindir. Kaslar, kemikler, tendonlar ve bağların yapısını oluşturan kolajen aynı zamanda kan damarları, dişler ve gözü oluşturan katmanlarda da bulunur. Genel olarak bakıldığında kolajenin tüm bu dokuları bir arada tutan bir tutkal gibi görev yaptığı görülür. Bu özelliği dolayısıyla kolajen kelimesi, Yunancada tutkal anlamına gelen "kolla" sözcüğünden türetilmiştir. 16 alt türü bulunan kolajen proteininin 4 ana türü vücutta en yaygın bulunanlarıdır. Vücuttaki kolajenin %90'ı Tip 1 kolajendir ve bu alt tür deri, kemikler, tendonlar, kıkırdaklar, dişler ve bağ dokularının kendilerine özgü yapılarını oluşturur. Tip 1 kolajene göre daha gevşek bir yapıya sahip olan Tip 2 kolajen, eklemlerde ve elastik yapılı kıkırdaklarda yer alır. Tip 3 kolajen kaslarda, damarlarda ve organlarda yapının desteklenmesinde görevli iken Tip 4 kolajen ise cilt katmanlarında bulunur ve filtrasyona yardımcı olur. Vücutta üretilebilen kolajen proteinin üretim miktarı ve kalitesi yaşla birlikte azalır. Bu durum yaşlanmanın gözle görülür belirtilerini meydana getiren en önemli nedenlerden bir tanesidir. Yaşla birlikte derinin esnekliğini kaybetmesi, sıkı yapısının bozulması ve kıkırdakların zayıflaması temelde kolajen üretimindeki yetersizliğe bağlı gelişir. Bu nedenle kolajen proteinini içeren veya kolajen üretimini destekleyen besinlerin yeterli miktarda tüketimi daha önemli hale gelir.


Kolajen nelerde bulunur?


Kolajen vücutta sentezlenen bir proteindir. İnsan vücudu, glisin ve prolin adlı iki aminoasidi bir araya getirerek kolajen proteininin öncüsü olan prokolajeni sentezler. Bu sentezin gerçekleştirilmesinde C vitamini de görev yapar. Dolayısıyla yeterli kolajen üretimi için C vitamininin en önemli kaynakları olan taze meyve ve sebzeler yeterli miktarda tüketilmelidir. Prolin aminoasiti yumurta, buğday, süt ve ürünleri, mantar, kuşkonmaz ve lahanada bol miktarda yer alır. Glisin aminoasiti ise tavuk derisinde ve dana etinde, özellikle de ette bulunan jelatinin yapısında yer alır. Hayvan etlerinin kaynatılmasıyla elde edilen kemik suyu, kolajenin pişmiş hali olan jelatini önemli miktarda içerir. Jelatin, kolajen proteinini oluşturan aminoasitler açısından zengin olduğundan kolajen sentezinin desteklenmesinde oldukça etkilidir. Kolajen sentezinde görevli bir diğer mikro besin ögesi olan bakır minerali de yeterli miktarda vücuda alınmalıdır. Bakırın önemli kaynakları arasında organ etleri, susam, kakao, kuru yemişler ve kuru baklagiller yer alır. Vücudun yeterli miktarda kolajen sentezleyebilmesi için glisin, prolin, C vitamini ve bakırın yeterli miktarda tüketilmesi oldukça önemlidir. Kiraz, böğürtlen, ahududu gibi kırmızı meyvelerde bulunan antosiyanidinler ve birçok bitkisel ve hayvansal besinde bulunan A vitamini de kolajen üretimini destekleyen diğer besin ögeleridir. Bunun haricinde vücudun protein sentezine olması gerektiği gibi devam edebilmesi için gerekli aminoasitleri içeren büyükbaş ve küçükbaş hayvan etleri ile kümes hayvanları, ayrıca yumurta düzenli olarak tüketilmelidir.


Kolajen eksikliği ne zaman görülür?


Kolajen üretiminin azalması ve üretilen kolajenin kalitesizleşmesinin en önemli nedeni yaşlanmadır. Buna ek olarak kolajen sentezini olumsuz etkileyen bazı diğer durumlar da mevcuttur. Şeker ve rafine karbonhidratların fazla miktarda tüketimi bunlardan bir tanesidir. Vücudun kendini onarma yeteneğinin desteklenmesi için şeker ve rafine karbonhidratın aşırı tüketiminden kaçınılmalı, karbonhidrat gereksinimi saflaştırılmamış tahıllardan karşılanmalıdır. Ultraviyole (UV) ışınları, kolajen üretimi üzerinde olumsuz etkileri bulunan bir diğer faktördür. Güneş ışınlarına fazla miktarda maruz kalan kişilerde kolajen üretiminin bozulmasına bağlı olarak ciltte yaşlanma belirtileri gözlenebilir. Bunun önlenebilmesi için özellikle yaz aylarında güneş ışınlarının dik açıyla geldiği öğle saatlerinde güneşe fazla maruz kalmamaya özen gösterilmeli, güneş koruyucu kremler düzenli olarak kullanılmalıdır. Ayrıca sigara kullanımınının da kolajen üretimini olumsuz etkileyerek erken yaşlanmaya ve kırışıklıklara yol açtığı bilinmektedir.


Kolajenin faydaları nelerdir?


Kolajen, vücudun yapısında çok fazla miktarda yer alan bir protein türü olduğundan çok sayıda göreve ve faydaya sahiptir. Kolajenin bilinen en önemli faydaları arasında şunlar yer alır:


  • Cilt sağlığını geliştirir, derinin elastikiyetini arttırır, cilt kusurlarının önlenmesini ve iyileştirilmesini destekler. Kırışıklık oluşumunu azaltarak yaşlanmayı geciktirir.
  • Kıkırdak bütünlüğünün korunmasına yardımcı olur. Kıkırdaklar, eklemleri koruyan önemli yapılar olduğundan eklem hastalıklarının gelişiminin önlenmesinde kolajen üretiminin yeterli olması oldukça önemlidir.
  • Eklem ağrılarının hafifletilmesine yardımcı olur, eklem iltihaplanmalarını önler.
  • Osteoartrit başta olmak üzere birçok kemik ve eklem hastalığına karşı koruyucudur. Aynı zamanda mevcut hastalarda tedaviyi destekler.
  • Kemiklerde yüksek oranda kolajen bulunduğundan kemiklerin güçlendirilmesi ve kemik kaybının (osteopeni) önlenmesine katkıda bulunur.
  • Travmalar veya osteoporoz nedeniyle meydana gelen kırık ve çatlakların iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Kas kütlesinin korunması ve arttırılması üzerinde etkilidir.
  • Arterlerin daha güçlü bir yapıya sahip olmasını sağlayarak ateroskleroz başta olmak üzere tüm kardiyovasküler hastalıklara karşı koruma sağlar. İyi kolesterol olarak da bilinen HDL kolesterolün seviyesini yükselterek dislipidemiyi önler. Aynı zamanda kalp krizi ve felç gibi ciddi sağlık sorunlarının görülme olasılığını önemli ölçüde azaltır.
  • Saç ve tırnak sağlığını geliştirir.
  • Yaşlanmanın cilt ve iskelet sistemi üzerindeki etkilerini hafifletir.
  • Yara iyileşmesini hızlandırır.
  • Sindirim sisteminin düzenlenmesi, bilişsel fonksiyonların güçlendirilmesi ve metabolizmanın hızlandırılmasına yardımcı olmasına ilişkin yapılan araştırmalar ise halen devam etmektedir.


Kolajen takviyesi hangi durumlarda kullanılır?


Kolajen takviyeleri iki şekilde vücuda alınabilir. Bunlardan bir tanesi kolajenin pişmiş hali olan jelatindir. Kemik suyu içeren çorbaların ve yemeklerin tüketimi ile vücuda kolajeni oluşturan aminoasitler alınarak kolajen üretimi arttırılabilir. Bir diğer takviye yöntemi ise hidrolize kolajen içeren toz veya tablet şeklindeki takviyelerdir. Sağlıklı bireylerde yeterli ve dengeli bir beslenme planı ile vücuttaki kolajen üretiminin devamlılığı için gerekli aminoasitler vücuda yeteri kadar alınabilir ve herhangi bir takviye kullanımı gerekmez. Fakat özellikle de kemik ve eklem hastalıkları bulunan yaşlı bireylerde bazı durumlarda kolajen takviyelerine başvurulması gerekebilir. Bu takviyeler yalnızca hekimin önermesi önerilen doz ve kullanım sıklığı ile alınmalıdır. Bilinçsiz şekilde besin takviyelerinin kullanımının sağlık üzerinde tehdit oluşturabilecek sorunlara yol açabildiği kesinlikle unutulmamalıdır. En iyi kolajen takviyesi olan kırmızı ve beyaz et ile kemik suyu, düzenli olarak tüketilebilir. Aynı zamanda kemik ve eklem hastalıkları olan bireyler yukarıda belirtilen kolajen üretimini destekleyici besinlerin tüketimini arttırarak da sağlıklarını geliştirebilirler.

Kolajen insan vücudunu oluşturan tüm doku ve organların temel yapı taşı proteinidir. Aslında kolajen için vücudumuzun çimentosu diyebiliriz. Cildin doğal yapısının oluşturan, cilt yaşlanmasını engelleyen, kemik, kas ve kirişlerin dolayısıyla eklemlerin yapısını güçlendiren, organları destekleyen, damar duvarına elastikiyet, hareketlilik ve sağlamlık veren, kan damarları, dişler ve gözü oluşturan katmanlarda da bulunan çok özel bir moleküldür. Kolajen’in vücutta bir çok alt türü bulunmaktadır ancak 4 ana türü vücutta en yaygın olarak bulunur. Bu dört tür içerisinde en yaygın olarak bulunan Tip 1 kolajendir ve bu tip deri, kıkırdak, tendonlar, kemikler, dişler ve bağ dokularının oluşumunda yer alır. Tip 2 kolajen eklemlerde ve kıkırdaklarda bulunur. Tip 3 kolajen damarlarda, kaslarda ve organlarda yer almaktadır. Tip 4 kolajen ise ağırlıklı olarak cilt katmanlarında yer alır.

Kolajenin yapısında prolin, hidroksiprolin ve glisin gibi aminoasitler yer alır, ayrıca bir miktar glutamik asit, adenin ve arginin de bulunmaktadır. Kolajen doğal olarak vücutta sentezlenen bir proteindir. Kolajen üretimi için C vitamininin de önemli rolü vardır. Dolayısıyla yeterli miktarda taze meyve ve sebze tüketimi de çok önem kazanmaktadır. Kolajenin üretiminin artması için gerekli aminoasitlerin karşılanması için doğal olarak et, kemik suyu, et suyu, yumurta, süt ve süt ürünler, tavuk derisi, balık gibi gıdaların tüketilmesi gereklidir.

İlerleyen yaş, sigara kullanımı, hava kirliliği, yoğun stres, yetersiz ve dengesiz beslenme, aşırı şeker tüketimi, paketlenmiş, rafine gıdalar, uzun süre güneş ışınlarına maruziyet, uyku düzensizliği, sedanter yaşam tarzı, alkol kullanımı vücuttaki kolajenin azalmasına yol açar, Buna bağlı olarak ciltte belirgin bir soluklaşma, kuruluk, sarkma, cilt lekeleri ve kırışıklıklar oluşabilir. Bu durumun önüne geçilebilmesi için vücuda dışarıdan kolajen takviyesi alınması gerekli olabilir. Genellikle 30 yaşından sonra hem kadınların hem de erkeklerin doğru kolajen takviyelerini kullanması önerilmektedir.

Kolajen alınırken nelere dikkat etmek gerekir? 

Kolajen içeren gıda takviyeleri alınırken dikkat edilmesi gereken en önemli konu kolajenin molekül ağırlığıdır. Molekül ağırlığı yüksek olan kolajen tiplerinde emilim yetersiz olacağı için faydaları da sınırlı olacaktır. Kullanılan kolajenden en yüksek faydayı görmek için alınan kolajenin en fazla 3000 Dalton civarında moleküler ağırlığı olması tavsiye edilir. Ayrıca kolajene ek olarak C vitamini, hiyalüranik asit, selenyum ve çinko kullanımı da faydalı olacaktır.  Diğer bir önemli konu da alınan ürün içerisinde bulunan kolajen peptidin gramajıdır. Kolajenden fayda görebilmek için en az 2-2,5 g üzerindeki dozlar işe yaramaktadır. Bu miktar arttıkça göreceğiniz fayda da artacaktır. Ürünlerin hangi teknoloji ile ve hangi standartlarda üretildiğine çok dikkat etmek gerekir.

Kolajen nelere iyi gelir?

  1. Cilt sağlığını geliştirir, cildin daha sağlıklı, parlak ve güzel görünmesini sağlar. Yaşlanmadan kaynaklanan kırışıklıkların azaltılmasına yardımcı olur.
  2. Kıkırdaklar, eklemler, kas ve bağ dokusu hastalıklarının gelişimini önler.
  3. Eklem ağrılarını azaltır, eklem iltihaplarını önlemeye yardımcı olur. Osteoartrit gibi romatizmal hastalıkların önlenmesine yardımcı olmakla birlikte bu hastalığa sahip olanların tedavisini de destekler.
  4. Yara iyileşmesini hızlandırır
  5. Damarların daha güçlü olmasını sağlar. Kardiyovasküler hastalıklara karşı koruma sağlar. Ayrıca, iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterolünün seviyesini yükseltir
  6. Saç ve tırnak sağlığını geliştirir.
  7. Sindirim sistemini düzenler ve metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur.
  8. Vücudun kas kütlesinin artmasını sağlar.
  9. Selülitlerin azalmasını sağlar.